İzlerken İçinizi Yumuşatan 10 Duygusal Fantastik Anime (Kılıç Yok, Kalp Var!)

Her anime savaşmak zorunda değil dostlar. Bazen dev iblislerin havada uçuşmadığı, kimsenin “ben aslında tanrıymışım” demediği, sadece insanlar gibi hisseden, düşünen, seven karakterleri izlemek istersin. İşte öyle zamanlar için... Oh mis gibi tatlı, hafif ama anlamlı fantastik animeler var. Aşağıdaki liste de tam o ruh haline hitap ediyor.

Hadi bakalım, “Ben anime izlerken gülümsemek istiyorum” diyenlerin en çok seveceği 10 kalp ısıtan fantastik anime önerisi listemize geçelim.

1. By the Grace of the Gods – “Slime’larla mutlu oluyorum, problem mi?”

Ryoma Takebayashi’nin hikayesi tam bir “hayat seni yıktıysa, fantastik dünyada restart at” hikayesi. Eski dünyasında ofis mobbingine boğulmuş, hayatı yalnız geçmiş bir adamken, yeni dünyasında slaytlarla dans eden mutlu bir abiye dönüşüyor.

Burası başka bir dünya ama kılıç, savaş, dövüş yok. Ryoma, slimes türleriyle uğraşıyor, çamaşırhane işletiyor, küçük sevinçlerle hayata tutunuyor.
Yani klasik “ana karakter gökyüzünü parçalasın” isekailerine nazaran bu anime sizi yumuşacık yapıyor. Ve en güzeli de şu: Kendini kimseye ispatlamak zorunda hissetmiyor.

2. Frieren: Beyond Journey's End – “Bir yolculuğun sonunda duygular başlarmış”

Frieren bir elf. Ama öyle “Ben 400 yaşındayım ama hâlâ 19 gösteriyorum, hadi kılıç savuralım” değil. Dostlarının ölümünü izledikten sonra kendi iç yolculuğuna çıkıyor.

Anime size ölümün hüznünü, ama hayatın değerini de anlatıyor. Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman iç ferahlatıcı bir atmosferle karşı karşıyasınız. Ve şunu düşünüyorsunuz: "Gerçekten tanıdım mı dostlarımı?"

İzledikten sonra birkaç saniye sessizlik istiyorsun... o kadar güzel.

3. Ascendance of a Bookworm – “Kitap yoksa ben yokum!”

Myne kitapları öyle çok seviyor ki, öldükten sonra başka bir dünyada bile “kitap” kovalıyor. Ama orada matbaa bile yok! E peki ne yapıyor? Kolları sıvıyor, kendi matbaasını kuruyor!

Bu anime bir çocuğun azmi, sevgisi ve bilgeliğiyle nasıl bir dünyayı değiştirebileceğini anlatıyor. Kitap sevgisi, arkadaşlık, aile bağı, sabır ve kararlılık gibi değerlerle süslenmiş harika bir yapım. Kalbinizi sıcacık yapar, garanti!

4. The Weakest Tamer Began a Journey to Pick Up Trash – “Seni çöpe attılar ama biz seni tanıdık Ivy”

Ivy, yeni dünyaya star’sız bir yetenekle doğar doğmaz dışlanıyor. Yani resmen “statün yok, seni çöpe atalım” muamelesi görüyor. Ama o pes etmiyor.

Minicik bir slime’ı sahiplendiği an kalbiniz çatırdayabilir dikkat edin.
İçinde bulunduğu dünya acımasız olsa da Ivy’nin iyiliği, kararlılığı ve kimsesizlerle kurduğu bağlar... animeyi çok başka bir yere taşıyor.
Küçük dokunuşların, bir dostluğun, sevginin nelere dönüşebileceğini gösteriyor. Ve çok da tatlı!

5. Campfire Cooking in Another World With My Absurd Skill – “Yemekle dünya kurtarılmaz ama arkadaş kazanılır”

Tsuyoshi Mukouda özel güç beklerken “Online Süpermarket” özelliğiyle geliyor yeni dünyaya. “Bu ne lan?!” demeye kalmadan, Japon market ürünleriyle efsane yemekler yapıp etrafına dost topluyor.

Devasa canavarlar onun yemeklerini yemek için sıraya giriyor.
Anime boyunca ağzınız sulanabilir ama asıl olay şu: Yemekle dostluk kuruluyor, insanlık yeniden hatırlanıyor.

Bazen bir kase ramen, bazen bir dilim et... Ama her zaman bir yudum huzur.

6. I'll Become a Villainess Who Goes Down in History – “Kötü olacağım ama adaletle”

Alicia Williams bu dünyaya kötü karakter olarak geliyor ama aklında başka plan var: Efsanevi ama “iyi” bir kötü karakter olmak.

Anime, “kötü” olmanın illa zarar vermek değil, sisteme kafa tutmak olabileceğini anlatıyor. Dışlananları kolluyor, yardım isteyenlere uzanıyor.
Yani, anime karakteri gibi değil; gerçek bir aktivist gibi davranıyor. Sıcacık bir hikaye, bol kahkaha ve çokça insanlık barındırıyor içinde.

7. BOFURI: I Don’t Want to Get Hurt, So I’ll Max Out My Defense – “Ben savunma manyağıyım, buyurun gülelim”

Maple, oyun dünyasında hayatta kalmak için tüm puanlarını defansa verir. E haliyle karakter hareket etmiyor ama ölmüyor da!

Sonra bir bakmışsın defans manyağı kızımız efsane olmuş.
Her şeyin uçuk kaçık olduğu, logic aramaman gereken, sırf eğlenmek ve tatlı şeyler görmek için izlenen bir anime.
Gülümsemek garanti. Üstelik alt metinde, "Sadece kendin ol, gerisi gelir" mesajı da gizli.

8. My Next Life as a Villainess: All Routes Lead to Doom! – “Kötü olacaktım ama herkes bana aşık oldu”

Katarina Claes, bir otome oyunundaki kötü karakter olarak yeniden doğuyor. Ama "bad ending" yaşamamak için herkese iyi davranmaya başlıyor.
Sonuç? Tüm karakterler ona aşık oluyor!

Bu anime kötü kaderi değiştirme çabası, saf iyilik ve bolca kahkaha sunuyor.
Düşünün; herkes onun kuyusunu kazacakken o çiçek dikiyor.
İzlemesi aşırı keyifli, karakterlerin birbirine bağlılığı da içten.

9. I’ve Been Killing Slimes For 300 Years And Maxed Out My Level – “Az çalış, çok yaşa!”

Azusa Aizawa, Japonya’da aşırı çalışmaktan ölünce, başka bir dünyada “rahata ermiş yaşam” istiyor. Ve sadece slime keserek 300 yıl boyunca XP kasıyor.
E sonuç? Max seviye cadı oluyor.

Ama güç onun umurunda değil. Önemli olan huzur, aile gibi hissettikleriyle yaşamak ve başkalarına yardım etmek.
Anime boyunca sizi “Yaa keşke ben de slime kesip sabah kahvemi içseydim” dedirten cinsten.

10. From Bureaucrat to Villainess: Dad's Been Reincarnated! – “Baban kötü karakter oldu ama hâlâ baban”

Kenzaburo Tondabayashi, bir kazada ölüp kızının oynadığı bir otome oyununa kötü karakter olarak düşüyor. Ama işin komik yanı şu: Baba ruhu, zarif bir hanımefendiye dönüşemiyor!

İçindeki “nazik Japon babası” her yere yansıyor. Düşmanına bile saygıyla davranıyor.
Aile teması, sevgi, “Baba her yerde babadır” mesajı bolca var. İçinizi güldürüp sonra yumuşatan o nadir yapımlardan biri.

Benzeri Anime Önerileri:

• Spice and Wolf

• Natsume’s Book of Friends

• Somali and the Forest Spirit

• The Helpful Fox Senko-san

• Sweetness & Lightning

• Kakuriyo: Bed & Breakfast for Spirits

• Tonikawa: Over the Moon for You

• Barakamon

• Amanchu!

• The Eccentric Family

Evvet...

Anime sadece savaş, ölüm, kan değil. Bazen sadece bir slime’ı kurtarmak, bir kase yemeği paylaşmak, ya da bir kitap basmak dünyaları değiştirir.

Eğer siz de anime izlerken kalbinizin "Ah be dünya, bazen de güzel şeyler oluyor!" diye fısıldamasını istiyorsanız...
Yukarıdaki fantastik ama sıcacık anime önerileri tam sizlik.

Çünkü bazen en büyük sihir, küçük şeylerde gizlidir.