Ana Karakteri Gölgede Bırakan 10 Efsane Yan Anime Karakteri

Her animeye başlarken beklentimiz aynıdır: Ana karakter döktürecek, parlayacak, bizi kendine âşık edecek. Ama ne olur? Arka planda öyle bir karakter çıkar ki, “Hadi ana karakteri geçin, şu çocuğun spin-off’unu çekin!” diye iç geçiririz. Çünkü bazen hikâyenin en çarpıcı kısmı, başrolde değil, onun hemen arkasındaki o ‘bir adım geride duran’da saklıdır.

Hazırsanız, işte sahneyi tek cümleyle ele geçiren, fandomu alt üst eden, ekran süresi az ama etkisi büyük olan o karakterler!

1. Vegeta – Dragon Ball Serisi

“Kakarot, sana bin kere dedim: Ben prensim!”

Vegeta, sadece Dragon Ball evreninin değil, tüm anime tarihinin en ikonik “yan karakter” örneklerinden biri. Evet, Goku saf, temiz kalpli, galaksi kurtarıcı bir ana karakter. Ama Vegeta? O bir hikâye. İlk başta düşman, sonra rekabetçi, sonra baba ve nihayetinde kahraman.

Yıllar boyunca gelişimini izlediğimiz, hatalarıyla yüzleşen, gururuna yenik düşen ama her seferinde tekrar ayağa kalkan bir karakter görmek istiyorsan, adres Vegeta. Üstelik Toriyama bile başta sevmezken, karakterin bu kadar efsaneleşmesi tam bir “seyircinin gücü” dersi.

2. Rengoku Kyojuro – Demon Slayer: Kimetsu no Yaiba

“Kalbini ateşle tutuştur, gözünü karanlıktan ayırma.”

Rengoku, sadece Mugen Train filminde tam anlamıyla yıldızlaştı ama kısa sürede izleyicinin kalbini fethetti. Ana karakter Tanjiro saf, iyi niyetli ve azimli olabilir ama Rengoku'nun o asil duruşu, savaş azmi, acısıyla barışmış hali bir başka.

Flame Breathing teknikleri, abartısız karizması ve yıkıcı vedasıyla “daha fazla ekran süresi alsaydı neler yapardı kim bilir” dedirten bir karakter. Kardeşine yazdığı mektuptan gözyaşı dökmeyen kaldıysa, izlememiştir bence.

3. Osamu Dazai – Bungo Stray Dogs

“İntihar notum bile edebi olacak!”

Atsushi’nin başrolde olduğu Bungo Stray Dogs’da asıl ilgiyi çeken, mizahıyla, zekâsıyla ve karanlık geçmişiyle dikkat çeken Dazai oluyor. Bir adam düşünün; hem stratejist, hem esprili, hem gizemli, hem de ölüm fantezilerine sahip.

Klasik anime karakterlerinden çok daha öte bir figür. Sahneye girdiği an atmosfer değişiyor, izleyiciyi diken üstünde tutuyor. Ve evet, tam anlamıyla bir “karakter manyağı” – seven tapıyor, bilmeyen çok şey kaçırıyor.

4. Roy Mustang – Fullmetal Alchemist: Brotherhood

“Bugün de yağmur yağıyor… ama gözümden.”

Ana karakter Elric Kardeşler olabilir ama Roy Mustang, adeta dizinin ikinci başrolü gibi. Alev simyasıyla döktürdüğü sahneler, duygusal iniş çıkışları, devlet içinde yürüttüğü iç hesaplaşmaları ile anime tarihinde unutulmaz bir yere sahip.

Enfes dramatik replikler, öfke patlamaları ve “kardeşlikten öte” bağlılıklarıyla Roy, savaşın ortasında bile bir lider nasıl olur dersi veriyor.

5. Revy – Black Lagoon

“Konuşmayı kes ve tetiği çek!”

Revy, Black Lagoon’un posteri olsa şaşırmayız, çünkü resmen hikâyeyi sahiplenmiş durumda. Ana karakter Rokuro’yu sevmemek değil mesele ama Revy öyle bir karakter ki, ateşli mizacı, geçmişi ve sertliğiyle ekranda parlıyor.

Gerçek dünyadan çıkmış gibi hissettiren karanlık tarafı, silahlarla dans etmesi ve sokak ağzıyla döktürdüğü sözleriyle “tam anime karakteri işte bu” dedirtiyor. Onun olmadığı bir bölüm eksik kalıyor.

6. Homura Akemi – Puella Magi Madoka Magica

“Zamanı bükmek pahasına da olsa, seni koruyacağım.”

Başrol Madoka, evet hikâyenin merkezinde ama Homura bambaşka bir düzlemde işleniyor. Zaman döngüsü, duygusal saplantılar, fedakârlık ve karanlığa gömülme halleriyle Madoka Magica’nın ruhunu taşıyan karakterdir aslında.

Bir karakterin finale doğru tüm ağırlığı üstlenip dizinin kaderini değiştirmesi kolay değildir, ama Homura bunu başarıyor. Hem de tek başına değil; içindeki yıkımla.

7. Ishigami ve Iino – Kaguya-sama: Love is War

“Seviyorsan git konuş, sonra düş önüme ağlayalım beraber.”

Kaguya ve Shirogane'in hikâyesi tatlı ama asıl drama, çatışma ve içsel büyüme Ishigami ve Iino tarafında dönüyor. İçine kapanık bir depresyon delikanlısı ile kuralların kraliçesi arasında oluşan dinamik öyle yoğun, öyle “bizden” ki ekranı çatlatıyor.

Ayrıca karakter gelişimi bakımından serinin en tutarlı ilişkisi bu ikiliye ait. Bir anime romantizmi değil, bir büyüme hikâyesi izliyorsunuz resmen.

8. Yami Sukehiro – Black Clover

“Eğer gelişmek istiyorsan, kendi sınırlarını aş.”

Asta çok çabalıyor ama bazen çığlık atmaktan başka özelliği kalmıyor. İşte o sırada devreye kaslı, sigara içen, sabaha kadar tuvalette oturmuş gibi duran kaptan Yami giriyor.

Hem sert baba figürü, hem de umursamaz ama koruyucu lider tavrıyla Black Clover’ı ayakta tutan isimlerden. “Zamanı eğdim, düşmanı böldüm, sonra tekrar oturdum kahvemi içtim” havasında.

9. Satoru Gojo – Jujutsu Kaisen

“Gözüm açıkken bile karizma akıyor.”

Yuji iyi çocuk ama işte Gojo, başka bir seviye. Şaka yapan, çılgın, absürt, ama gerektiğinde evrenin altını üstüne getiren bir öğretmen.

Karakterin her sahnesi olay. Duruşu, teknikleri, hatta göz bandı bile fandomu büyülüyor. Flashback bölümleriyle diziyi bambaşka bir seviyeye çıkarıyor. Gojo varsa, o bölüm izlenir!

10. Norman – The Promised Neverland

“Zekânın soğuk yüzü: Norman.”

Emma duygusal, Ray karanlık... ama Norman hem stratejik hem duygusal dengeyi kuran bir karakter. Üstelik ekrandan silindiği an, etkisi daha da büyüyor. Yokluğu bile karakter gelişimi oluyor resmen.

Sessiz ama etkili, ekran süresi kısa ama hafızaya kazınan bir karakter. Hikâyenin arka planında dönen beyin fırtınalarının mimarı o.

Benzeri Anime Karakter Önerileri:

• Kakashi Hatake (Naruto)

• Levi Ackerman (Attack on Titan)

• Shoto Aizawa (My Hero Academia)

• Kisuke Urahara (Bleach)

• Kamina (Gurren Lagann)

• Nanami Kento (Jujutsu Kaisen)

• Giyu Tomioka (Demon Slayer)

• Riza Hawkeye (FMA: Brotherhood)

• Holo (Spice and Wolf)

Evvet...

Anime dünyasında ana karakter olmak her zaman en ilgi çekici olmayı garantilemez. Bazen ekranın kenarında bekleyen, ama doğru anda sahneye çıkıp gönülleri fetheden karakterler var. Bu liste, "ben başrol değilim ama kralım" diyenlerin hikâyesi.

Eğer anime karakter önerileri arıyorsan, bir diziye sırf yan karakteri için başlayacaksan... bu listeye kulak ver. Çünkü asıl hikâye, bazen kenarda başlar.