Claymore Severler İçin 2025 Yazının En Dişli Yeni Animesi: Clevatess!
Claymore gibi efsanevi bir dark fantasy animenin eksikliğini iliklerine kadar hisseden anime severlere harika bir haberimiz var! 2025 Yaz sezonunun en dişli, en acımasız ama bir o kadar da destansı yeni animesi Clevatess, Claymore hayranlarının açlığını doyuracak cinsten. Güçlü kadın baş karakteri, göz kamaştıran kılıç dövüşleri, karanlık dünyası ve derin kurgusuyla Clevatess, Claymore’un yarım kalan hikâyesine adeta ruhani bir devam niteliğinde. Bu yazıda, neden Clevatess, Claymore sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir yapım olduğunu detaylıca anlatıyoruz.

Claymore Severler İçin 2025 Yazının En Dişli Yeni Animesi: Clevatess!
Zamanında “Yahu bu Claymore ne müthiş işti be!” deyip sonra “Ama niye böyle apar topar bitirdiniz be kardeşim?” diye iç çeken herkes, toparlanın. Çünkü yeni sezonda gelen Clevatess, tam da bu açığı kapatmaya geliyor. Ve öyle böyle değil, çatır çatır geliyor!
Önce bi şöyle düşünelim: Elinde devasa bir kılıç, gözlerinde çelik gibi kararlılık olan, ölmeyi değil öldürmeyi bilen bir kadın karakter var karşınızda... Aklınıza hemen Clare geldi değil mi? Aynen öyle ama bu sefer karşımızda Alicia Glenfall var. Ve kendisi sadece Claymore’un mirasını taşımıyor, üstüne beton döküp kaleyi ele geçiriyor adeta!
Clevatess Ne Ayak?
2025 Yaz sezonunun karanlıklar prensi ilan edebileceğimiz Clevatess, "dark fantasy" türünü ciddiye alan, hatta bazen fazla ciddiye alan bir anime. Hikaye, Edthea isimli acımasız bir kıtada geçiyor. Claymore’daki “Yoma” benzeri yaratıklar yerine burada Karanlık Canavarlar (Dark Beasts) ve onların patronu gibi olan Karanlık Lordlar (Dark Beast Lords) var. Düşün, bir değil, bir sürü Ophelia ayarında bela geziyor ortalıkta.
Bu dünya öyle kolay yutulur cinsten değil. İnsanların yaşamasına bile razı olmayan yaratıklar cirit atıyor ve onları durdurabilecek tek şey: 13 kahraman. Ama gel gör ki daha ilk bölümde bu kahramanların hepsi, hem de bir kişi tarafından patates ediliyor. Ve bu bir kişi kim? Tabii ki Clevatess adındaki Karanlık Canavar Lordu.
Alicia Glenfall: Yeni Neslin Clare’i mi?
Bakın şimdi... Bu Alicia karakteri var ya, tam anlamıyla bir “öldür ama sev” tipi. Kılıcı konuştururken gözünü bile kırpmıyor. Zaten ilk bölümde ölüyor, sonra Clevatess tarafından yeniden diriltiliyor. Ve hayır, “senin canını verdim, şimdi kölemsin” ayarında bir ilişki bu. Bu noktadan sonra Alicia, hem fiziksel hem duygusal bir esaretin içine düşüyor. Clare’in Priscilla’yla olan bağına benzer bir travmatik karşıtlık var yani, boş değil!
Clevatess’in yanında kaldığı sürece onun emirlerini yerine getirmek zorunda olan Alicia, bir yandan içindeki intikam ateşiyle kavruluyor, diğer yandan da çevresindeki insanlara zarar gelmesin diye dişini sıkıyor. Özellikle Luna isimli küçük kızı korumaya çalışması, karakterin "katil ama vicdanlı" çizgisini iyice belirginleştiriyor.
Neden Claymore Sevenler Clevatess’i Kaçırmamalı?
Claymore’un neden yarım kaldığını artık herkes biliyor: Manga henüz bitmemişti, anime yetişince de “hadi uyduralım bir son” dediler. Eh, sonuç: anime sevenin kabusu.
Ama Clevatess, böyle bir tuzağa düşmeyecek gibi duruyor. Çünkü hali hazırda kaynak materyali bol bol var. Üstelik daha ilk 5 bölümde bile o kadar sağlam karakter inşası, dünya kuralları ve entrika sunuyor ki; Claymore izlerken aldığın o “epik ama trajik” hissi geri geliyor.
Kılıçla kesip biçmek mi istiyorsun? Var.
Zihinsel mücadele, duygusal karmaşa? O da var.
Kadın karakterin sadece ‘güzel surat’ değil, gerçek bir savaşçı olduğu bir anime mi? Tam isabet!
Karakter Kalitesi: Claymore = Alicia + Beş Vites Fazlası
Clare nasıldı? Sessiz, soğukkanlı, bir yandan geçmiş travmasıyla boğuşan ama gözünü hedeften ayırmayan bir karakterdi. Alicia da aynı şekilde geçmişinin yükünü sırtında taşıyor, ama bununla beraber “Ölsem de geri dönerim, çünkü bu iş yarım kalmaz” diyor.
Ayrıca şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Alicia’nın dövüş sahneleri... Aman Allah’ım. Claymore’un animasyon kalitesine saygımız sonsuz ama Clevatess’te her darbe, her dönüş, her kılıç savuruşu resmen sanat. Öyle ki dövüş sahneleri başlı başına karakter gelişimine katkı sağlıyor. “Burası kılıçla konuşulan bir yer kardeşim, kelimeye gerek yok” diyor resmen.
Karanlık Dünya, Ağır Hikâye, Sağlam Duygu: Tam Bizlik
Clevatess’in dünyası Game of Thrones’un anime hali gibi. Kim dost kim düşman belli değil. Herkesin kendince haklı bir derdi var ama yollar kesişince ortalık cehenneme dönüyor. Klişe yok, boş sahne yok. Her şey bir sonraki dramın, ihanetin, savaşın zeminini hazırlıyor.
Üstelik karakter gelişimleri de kuru değil. Düşman bile olsa, empati kurabiliyorsun. Tıpkı Claymore’daki bazı “yoma”ların bile geçmişine ağladığımız gibi, burada da bazen “yahu bu yaratık da boş değilmiş” diyorsun.
Clevatess’in En Güçlü Yanları:
-
Dolu Dolu Lore: Edthea’nın tarihi, yaratık türleri, kahraman efsaneleri... Her şey tek tek işleniyor. Yani sırf dövüş değil, kafa da çalıştırıyor.
-
Kadın Karakter Gücü: Alicia gibi bir karaktere "güçlü kadın başrol" diyip geçemezsin, kadının içi dışı karakter!
-
Estetik Katliamlar: Animasyonlar o kadar iyi ki, bazı sahneleri durdurup tablo gibi bakasın geliyor.
-
İzleyiciyle Dalga Geçmeyen Senaryo: Sırf şok olsun diye karakter öldürmüyorlar, her hareketin anlamı var.
Claymore’a Ağladıysan, Clevatess’e Bayılırsın
Claymore zamanında bizlere karanlık anime dünyasının nasıl olması gerektiğini göstermişti. Ama sonu tam bir “Hadi bitirelim de gidelim” havasındaydı. Bu yüzden hep bir eksiklik hissi kaldı içimizde.
İşte o eksikliği tamamlamaya gelen Clevatess, Claymore’un ruhunu taşıyor ama üzerine çok daha fazlasını koyuyor. Eğer hâlâ izlemediysen, hiç vakit kaybetmeden başlamalısın. Çünkü bu anime, “Ben dark fantasy seviyorum ama sadece kılıç sallanmasın, derinliği de olsun” diyenler için biçilmiş kaftan.
Benzeri Anime Önerileri:
-
Claymore
-
Clevatess
-
Garo: The Animation
-
Attack on Titan
-
Vinland Saga
-
Berserk (2016 hariç)
-
Akame ga Kill
-
Dorohedoro
-
Dororo
-
Fate/Zero
-
Black Clover (Dark Triad Arc)
-
Castlevania (Netflix)
Eğer Claymore seni zamanında ağlatmışsa, Clevatess sana şifa olur. Ama bu şifa, pamuk gibi değil; bıçak gibi keskin, tokat gibi gerçek. Ve inan bana, izlerken her bölümde “İşte bu!” diyeceksin.
Tepkiniz Nedir?






