Kendi Animesine Düşman Başrol: Ichigo Kurosaki! Baş Belası!
Bleach animesinin merkez karakteri olan Ichigo Kurosaki, kahramanlık kisvesi altında zaman zaman öyle çıkışlar yapıyor ki, izleyici “bu mu başrol?” diye sormadan edemiyor. Güç patlamaları, kimlik krizleri, bencil çıkışları ve takım arkadaşlarına karşı mesafeli tavırları derken Ichigo, pek çok izleyiciye göre kendi animesinin en sinir bozucu karakteri hâline geliyor. Bu yazımızda, Ichigo’nun en tartışmalı 10 anını detaylı şekilde ele alıyor, Bleach’in kahramanının neden zaman zaman anti-kahramana dönüştüğünü tüm yönleriyle inceliyoruz.

Kendi Animesine Düşman Başrol: Ichigo Kurosaki Neden Bu Kadar Tartışmalı Bir Karakter?
Düşünsene… eline bir sürü güç geçmiş, Hollow desen var, Quincy damarları kabarıyor, bir yandan Soul Reaper, bir yandan lise talebesi ama hâlâ “Ben kimim yaa?” diye dolanıyor. İşte karşınızda: Ichigo Kurosaki, Bleach evreninin belki de en yetenekli ama aynı zamanda en “eyvah yine delleniyor” dedirten karakteri.
Şimdi gelin, Ichigo’nun en çok kafaları karıştırdığı, sinirleri bozduğu ve “Acaba bu animeyi onsuz izleyebilir miyiz?” diye düşündürdüğü 10 anına birlikte göz atalım.
1. Hueco Mundo’da Takımı Yüzüstü Bıraktı
Daha Orihime kaçırılır kaçırılmaz Ichigo “Ben tek başıma gideceğim!” tribine girdi. Uryu, Chad, Rukia desen sıraya dizilmiş destek olmaya çalışıyorlar ama Ichigo o sırada sanki “Bana bulaşmayın, ben tek tabancayım” kafasında.
Yahu kardeşim, takım oyunu dedikleri şey bu değil. “Arkadaşlarımı korumak için yalnız gitmeliyim” diyor ama o arkadaşlar zaten yanında ölme pahasına geliyor. Yani bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
2. Soul Society’yi Umursamadı, Rukia İşin İçine Girince Kahraman Kesti Kendini
Başta Soul Society’ye “beni ne ilgilendirir” diye bakan Ichigo, Rukia’ya idam kararı çıkınca ortalığı yangın yerine çevirdi. “Ben sadece arkadaşımı kurtarırım, sistem umurunda değil” kafasında takıldı.
E şimdi adama sormazlar mı: “Soul Reaper olmuşsun, elinde kılıç koca organizasyonu biçiyorsun ama sistemin adaletsizliğine dair bir kelime etmiyorsun?” Bu biraz “işine geldiğinde kahramanım” hareketi gibi olmuyor mu?
3. Başkalarının Kararlarını Asla Saygıyla Karşılamadı
“Ben herkesi korurum” mottosu var ama kimsenin kendi kararlarını vermesine izin vermiyor. Rukia cezasını kabullenince sinirleniyor, Orihime mecburen teslim olunca öfkeden kuduruyor, Chad ve Uryu kendini feda edince "size kim dedi bunu yapın?" diye çıkışıyor.
Yani adam resmen dostlar kulübü başkanı olmuş ama üyelerin konuşmasına izin vermiyor. Dertli ama baskın karakter. Aşırı “ben bilirim” kafası var.
4. Her Şeyi Saklıyor, Sonra da “Neden Kimse Beni Anlamıyor?” Diye Dertleniyor
Ichigo’nun içindeki Hollow sıkıntısı, ruhsal dengesizliği, Shinigami gücünü kaybetme korkusu… Hepsini içten içe yaşıyor ama ağzını açıp bir Allah’ın kuluna anlatmıyor.
Ondan sonra Chad bir bakıyor Ichigo kendi kendine konuşuyor. Orihime bir geliyor, Ichigo kolunu kesmiş başka bir boyutta savaşıyor. Ee insan merak eder: "İki kelime etseydin de birlikte çözseydik."
5. Güç Kazanıyor Ama Karakter Olarak Yerinde Sayıyor
Anime karakteri geliştikçe sevilir ya… İşte Ichigo’da o yok. Üç günde Bankai öğreniyor, Hollow formuna geçiyor, sonra bir bakmışsın Quincy olmuş. Her yeni güç “çıkmaz sokaktan dönüş bileti” gibi geliyor ama bir türlü mental olarak büyüyemiyor.
Yani kardeşim, sen o kadar evrim geçiriyorsun da şu kafayı neden bir türlü toparlayamıyorsun? "Güç artıyor, akıl yerinde sayıyor" özeti resmen.
6. Lise Hayatı, Ailesi, Arkadaşları? Unut Gitsin!
İlk başta adam gibi okuluna gidiyordu, kardeşleriyle ilgileniyordu, Isshin’le didişiyordu. Sonra ne oldu? “Spiritüel dramalara giriş” yaptı ve bu dünyadan kopup bambaşka bir evrende yaşamaya başladı.
Karin ve Yuzu desen artık cameo karakter. Isshin desen kendi dramını anlatacak adam bulamıyor. Bu kadar “yaşayan dünyaya” sırtını dönünce Ichigo kendine bile yabancı hâle geliyor.
7. Orihime’ye Karşı Tavırları Aşk Değil, Sahiplenme
İlişki? Romantizm? Hadi oradan. Ichigo ve Orihime meselesi sanki lisede teneffüste omzuna mont atan tipin “benimsin artık” demesi gibi.
Ulquiorra biraz yakınlık kurunca Ichigo “Ne oluyor orada?!” diye içten içe yanıyor ama hayatı boyunca kızı adam yerine koymamış. Bu ilişki “sessiz hayran kıza nasip oldu” gibi yazılmış. Ne samimiyet var, ne iletişim. Sonra da “evlendiler” diye final yapılıyor. E niye?
8. Suçluluk Kompleksiyle Hayatını Mahvetti
Annesinin ölümünü kendine dert etmiş. “Ben koruyamadım!” diye içten içe kendini yemiş. Tamam, çok dramatik, çok insani… Ama bu pişmanlıkla yaşamayı seçmesi resmen karakterin her kararını sabote ediyor.
Destek almıyor, arkadaşlarına sırt çeviriyor çünkü zannediyor ki “ben ne kadar acı çeksem o kadar doğru yolda olurum.” Ee, bir noktada acıyı yaşamaktan başka bir işe yaramıyor ki.
9. Düşmanlarından Hiçbir Şey Öğrenmiyor
Aizen felsefe yapar, Ichigo kafasını çevirir. Ulquiorra varoluşçuluk yapar, Ichigo yumruğu basar. E kardeşim bir dur da dinle. Naruto mesela Pain’den hayat dersi aldı. Goku, Vegeta’dan dostluk öğrendi.
Ama Ichigo? ***Düşmanı bir “challenge” olarak görüyor, sonra “Yeter lan konuşma da dövüşelim!” deyip geçiyor. Ne gelişim var, ne içsel dönüşüm. Sadece güç kazanıyor ama ruhen zayıf kalıyor.
10. Kimlik Krizi: Sen Nesin, Biz Neyiz, Bu Hikâye Nereye Gidiyor?
Bak şimdi: Soul Reaper, Quincy, Hollow, Fullbringer, İnsan... E biz bu adamı nerede konumlandıracağız? “Her şeyin birazı” diye diye Ichigo’nun hikâyesi identite bunalımına döndü.
"Bu hafta Ichigo ne oldu?" diye sorar olduk. Cevap her bölüm değişiyor. Hikâye bu durumu işliyor gibi yapıyor ama bir türlü çözüm bulamıyor. Final geldiğinde bile “Ee? Hâlâ mı bilmiyor kim olduğunu?” diye şaşkınlık içinde kalıyoruz.
İchigo, Bleach’in En Büyük Gücü mü, Yoksa En Büyük Sınavı mı?
Bleach, dövüşleriyle, evren yapısıyla ve görselliğiyle bir shonen klasiği olabilir. Ama baş karakterin bu kadar sarsak, bu kadar kararsız ve bu kadar kendi içinde boğulan biri olması, izleyiciyi zaman zaman ekran başında iç geçirten cinsten.
Ichigo Kurosaki belki de en çok bu yüzden konuşuluyor: Çünkü bir yandan “yapma be kardeşim” dedirtiyor, diğer yandan da “ama yine de sensiz de olmaz” duygusu yaratıyor.
Tepkiniz Nedir?






